Çırağan Sarayı’nın Tarihi

Çırağan Sarayı’nın Tarihi

Çırağan Sarayı’nın Tarihi

 


ÇIRAĞAN SARAYI 

 

Çırağan Sarayı’nın tarihi, tahmin edilenden çok daha geriye, 17. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bugün sarayın bulunduğu yer, 17. Yüzyılda “Kazancıoğlu Bahçesi” adıyla meşhurdu. Sultan I. Ahmed devrinde (1603-1617) Hasbahçe olarak Padişah ve ailesi için ayrılmış önemli bir yerdi. IV. Murad zamanında (1623-1640) ise kızı Kaya Sultan’a hediye edilmiş, böylece burada hanedana ait ilk yapı şekillenmiştir.

 

Miscellaneous, Miscellaneous

Sultan III. Ahmed’in (1703-1730) tahta çıkması ve Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın veziriazam olması, Çırağan Sarayı’nın Boğaziçi’ndeki serüveninin de başlangıcı olmuştur. Padişahın kızı Fatma Sultan ile evlenen İbrahim Paşa, burada sevgili eşi için “Çırağan” adını taşıyan ilk yapıyı, “Çırağan Yalısı”nı inşa ettirmiştir.

Miscellaneous, Miscellaneous

 

18. yüzyılda Boğaziçi’nin en meşhur yapısı olarak karşımıza çıkan Çırağan Yalısı, bu yüzyılda tahta geçen yedi padişahın da en uğrak mekânlarından olmuştur. Özellikle Sultan III. Ahmed, 27 senelik saltanatının büyük bir kısmını burada geçirmiştir. Veziriazam İbrahim Paşa ve Fatma Sultan, Padişah ve Harem-i Hümâyûn’u sık sık Çırağan Yalısı’na davet ederek burada dillere destan büyük eğlenceler tertip etmişlerdir.

Miscellaneous, Miscellaneous

Çırağan’a adını veren kandil âlemleri Lale Devri’nin vazgeçilmezlerinden olmuştur. Çırağan Yalısı, bir yanda renkli kandillerden yayılan ışıkları diğer yanda rengârenk laleleri ile 18. yüzyıl İstanbul’unda Binbir Gece Masalları’nın büyülü bir sahnesi gibi varlık göstermiştir. Lale Devri’nde sarayın ve İstanbul’un tüm renklerini üzerine toplamayı başaran Çırağan, gündüzleri zarafetiyle Güneş’i, geceleri ise renkleriyle mehtabı kıskandıracak kadar parlamıştır.

Miscellaneous, Miscellaneous

Çırağan Yalısı’nın bir sahil-saraya dönüşmesi, Sultan II. Mahmud’un (1808-1839) saltanatına tesadüf eder. Padişah, 1834 senesinde yalıyı ve bitişiğindeki Beşiktaş Mevlevihanesi’ni yıktırarak yerine ilk büyük saray yapısını inşa ettirmeye başlamıştır. O güne kadar hanedana ait yapılarda görülmemiş olan bir Antik Devir mimarisiyle inşa edilen bu ahşap sarayın, Boğaziçi’ne bakan cephesini, ağır süslemeleriyle kırk büyük sütun taşımıştır. Ancak Sultan Mahmud’un ömrü, inşasını çok arzu ettiği bu sarayın tamamlandığını görmeye yetmemiştir.

Miscellaneous, Miscellaneous

Sultan Mahmud’un vefatından sonra oğlu Sultan Abdülmecid tarafından tamamlanmıştır (1839). Sultan Abdülmecid (1839-1861), Çırağan Sarayı’nı, ana saray olarak inşa edilen Dolmabahçe Sarayı’nın tamamlandığı 1856 senesine kadar aralıklarla kullanmıştır. Dolmabahçe’ye taşındığı sene Çırağan’ı yıktırarak yerine Dolmabahçe’den bile daha görkemli bir saray kompleksi inşa edilmesini emretmiştir. Fakat o da babasının kaderini yaşayarak bu sarayın tamamlandığını görememiştir. Bugünkü Çırağan Sarayı, kardeşi Sultan Abdülaziz (1861-1876) tamamlamıştır (1871).

Miscellaneous, Miscellaneous

 

Çırağan Sarayı ne Avrupa ve ne de Asya’nın mimari üslubundadır. Âdeta zevkin ve estetiğin dünyadaki tüm inceliklerinin bir uyum içinde şekillendiği yerdir. 2,5 milyon altına mâl olan bu yapının mimarları, imparatorluğun Ermeni tebaasından ve saray mimarlarından olan Balyan Ailesi’dir. Sarayın her bir kapısı biner altın sikkeye mâl olmuştur. Ahşap ve sedef işçiliğinde büyük bir sanat eseri olarak kabul edilen bu kapılardan birisi Alman İmparatoru II. Wilhelm’in İstanbul’u ziyaretinde çok hoşuna gidince Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) kapılardan birini söktürerek kendisine hediye etmiştir.
 

Miscellaneous, Miscellaneous

 

19. yüzyılda İstanbul’un ağırladığı en önemli misafirlerin başında Fransa İmparatoriçesi Eugénie gelmektedir. Eugénie’nin İstanbul’a gelişi, Sultan Abdülaziz’in 1867’de Fransa’ya yaptığı ziyaretin iadesi niteliğinde idi (1869). Bu seyahati önemli kılan en önemli husus ise yüzyılın belki de en büyük dedikodusunu ortaya çıkarmıştı: Sultan Abdülaziz ve İmparatoriçe Eugénie’nin aşkı. Beylerbeyi Sarayı’nda ağırlanan imparatoriçe, o tarihte henüz tamamlanmamış olan Çırağan Sarayı’nı da gezmiş, Sultan Abdülaziz’in özellikle ihtimam gösterdiği ve bugün hâlen orijinalliğini koruyan dillere destan Hünkâr Hamamı karşısında şaşkınlığını gizleyememiştir.

Miscellaneous, Miscellaneous

Çırağan Sarayı’nda aralıksız olarak 28 sene ikamet eden tek kişi Sultan V. Murad’dır. Sultan Aziz ile birlikte İngiltere’ye yaptıkları ziyaret esnasında İngiltere Kraliçesi Victoria tarafından torunlarından birisiyle evlendirmek istenecek kadar dikkat çeken bir şehzadeydi. 1876 senesinde amcası Sultan Aziz’in tahttan indirilmesi üzerine tahta geçmiştir. 93 günlük saltanatının sonunda, kardeşi Sultan II. Abdülhamid Çırağan Sarayı’nı kendisine ve ailesine tahsis etmiştir. Vefat ettiği 1904 senesine kadar burada aralıksız 28 sene geçirmiştir. Böylece Çırağan Sarayı âdeta dünyada başka örneği olmayan görkemli bir hapishane hüviyetine bürünmüştür.
 

Miscellaneous, Miscellaneous

Müziğe son derece büyük bir kabiliyeti olan V. Murad, Çırağan Sarayı’nda geçirdiği uzun seneler içerisinde piyanosundan ayrılmamış ve sayısı yüzlere ulaşan çok sayıda beste yapmıştır. Padişahın Çırağan Sarayı’nda son bulan hayatı, müziği Sultan V. Murad’a, düzenlemesi ünlü müzikolog, orkestra şefi ve besteci Dr. Emre Aracı’ya ait olan bir opera-baleye de konu olmuştur. İlk gösterimi de yine V. Murad’ın bestelerini hazırladığı Çırağan Sarayı duvarlarının içerisinde 2012 senesinde icra edilmiştir. Aynı sene Sultan V. Murad torunun oğlu olan Osman Selahaddin Osmanoğlu, babası Şehzade Ali Vâsıb Efendi’nin de dünyaya geldiği Çırağan Sarayı’nda Hanife Candan Günen Hanımefendi ile evlenmiştir (22 Nisan 2012).
 

Miscellaneous, Miscellaneous



Çırağan Sarayı yangınından kıymetli pek çok eseri kurtarmak mümkün olmuş ise de V. Murad’ın binlerce kitaplık meşhur kütüphanesi alevlere teslim olmuştur. Yine 1910 senesinde çıkan yangında o tarihte Yıldız Sarayı’ndan getirtilerek meclis binasına yerleştirilen bazı tablolar kurtarılamamıştır. Bunların arasında Avrupa’da “Işığın ve gölgelerin ressamı” olarak meşhur olan Rembrandt ile Rusya, İngiltere ve Fransa saraylarında büyük itibar gören ancak Sultan Abdülaziz’in saray ressamı olmayı kabul eden Ayvazovski’nin de çok sayıda tablosu yok olmuştur.

Sultan Abdülaziz’in hayvanlara karşı özellikle de kaplan ve aslanlara karşı olan ilgisi nedeniyle Çırağan ve Beylerbeyi Sarayı bahçelerine “geyiklik” ve “aslanhane” adı verilen ilave yapılar da inşa edilmiştir. Bu ilginin bir sonucu olarak da o döneminde Fransa’dan Beylerbeyi Sarayı ve Çırağan Sarayı bahçelerini dekore etmek amaçlı bronz, mermer heykeller ve vazolar yaptırılmıştır. Bu eserler Avrupa’nın en meşhur isimlerinden Fransız sanatçı ve heykeltıraş Pierre Louis Rouillard ve ekibi tarafından hazırlanmıştır. Her biri binlerce Osmanlı lirasına mâl olmuş olan bu heykellerden Çırağan Sarayı bahçesini süsleyenler, yangının ardından Dolmabahçe ve Yıldız saraylarına taşınmıştır.

Miscellaneous, Miscellaneous


Çırağan Sarayı, Sultan Reşad devrinde (1909-1918) Osmanlı İmparatorluğu Meclisi’ne tahsis edilmiştir. Bu sebeple 1909 senesinde yeniden elden geçirilmiş, meclisin kullanımına uygun olarak yeniden döşenmiş, ilk toplantı 14 Kasım 1909 tarihinde Sultan Reşad’ın da katıldığı resmi açılışla gerçekleşmiştir. Böylece Çırağan Sarayı, 1909 senesinde monarşiden meşrutiyete geçişin yani demokrasiye doğru açılan kapının en önemli simgesi hâline gelmiştir. Ancak beklenmeyen bir şekilde, 19 Ocak 1910 tarihinde, çatıdaki elektrik kontağından çıkan bir yangın neticesinde birkaç saat içerisinde tamamen yanmıştır.

Çırağan’ın ışığı 1910 senesindeki yangınla sönmüş ise de XIX. yüzyılda sarayı görme şansına erişmiş olan pek çok meşhur isim, kaleme aldıkları hatıralarında sarayın dillere destan güzelliğine de yer vermeyi ihmal etmemişlerdir. Böylelikle Çırağan Sarayı’nın ihtişamı, farklı dillerde kaleme alınan pek çok eserde bir hayal gibi yaşatılmıştır.

19 Ocak 1910 tarihinde çıkan yangından sonra ayakta kalan duvarlarıyla senelerce mevkiini koruyan Çırağan Sarayı’nın bahçesi Cumhuriyet devrinde spor müsabakaları için kullanılan gözde bir yer olmuştur. Ana binanın sağ tarafında kalan bahçe, yapılan küçük bir düzenlemeyle önce Çırağan Stadı ardından da Şeref Stadı olarak adlandırılmıştır. Çırağan Sarayı’nın ana binası ile Şeref Stadı arasında bir de yüzme havuzu bulunmaktaydı. Birçok etkinliğe ev sahipliği yapan havuzun şarkı, dans ve güzellik yarışmaları için de önemli bir yer olduğu dönemin gazetelerine yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır.
 

Miscellaneous, Miscellaneous

Bir Yeniden Doğuş Hikayesi

Miscellaneous, Miscellaneous


Çırağan Sarayı’nın küllerinden yeniden doğuşunun ardındaki kişi ise Sanbar Group’un başındaki isim olan Dr. Ramzi Sanbar’ın girişimleri ile olmuştur. Padişahların hayallerinden geriye kalan hareketsiz bir gölge, Dr. Sanbar’ın hayaliyle yeniden canlanmıştır.

13 Mart 1985 tarihinde Sanbar Group ile Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında imza edilen anlaşma ile Çırağan’ın 75 senedir devam eden sessiz bekleyişini sonlandırmıştır. Sanbar Group’un yapımcı, tasarımcı ve proje yöneticisi, Kumagai Gumi’nin de ana inşaat müteahhidi olacağına dair bir protokol anlaşması imzalanmasının ardından inşaat 1987 yılında başlamıştır. Tıpkı sarayın Boğaziçi’nde ilk defa yükseldiği zamanlardaki gibi, saray arazisinde yeniden kurulan atölyeler, bu defa büyük restorasyon ve inşa faaliyetleri için hizmet vermiştir.
 

Miscellaneous, Miscellaneous


Şeref Stadı olarak kullanılan sahaya ise sarayın mimarisiyle zıt düşmeyecek bir mimari planla bugünkü otel binası yükseltilmiştir. Otel binası modern bir mimariyle, sarayın görkeminin gölgelenmemesi için daha gerideki bir alan üzerine inşa edilirken, sarayın cephe restorasyonunda orijinallik muhafaza edilmiştir.

Miscellaneous, Miscellaneous


Eşsiz konumu, olağanüstü manzarası ve tarihi kimliğiyle Çırağan Sarayı, uzun, yorucu ve titiz çalışmaların neticesinde eski görkemiyle ancak Çırağan Palace Kempinski İstanbul adıyla Boğaziçi’ndeki yerini almıştır. 15 Ocak 1991 tarihinde, saraya ek olarak inşa edilen modern otel binasıyla kapılarını misafirlerine açmıştır.

Exterior, Exterior View of Building, Outdoor/Exterior, On-Site


Çırağan Sarayı tarihinde olduğu gibi misafirlerini, dünyanın başka hiçbir yerinde yaşayamayacakları deneyimlerle ağırlamaktadır. Saray bölümündeki süitlerde konaklayan misafirlere sunulan sabun servisi yüzyıllar öncesinin geleneğini de günümüze taşıyan çarpıcı bir deneyimdir. Sultan süit, birçok defa uluslararası yayınlar tarafından Dünya’nın en lüks ve görkemli süitleri arasında gösterilmiştir. İlk açıldığı dönemlerde “brunch’’ kültürü ve “Saray’da beş çayı’’ birçok kişinin sosyalleşme aktivitesi haline gelmiştir.

Sultan Suite, Suite, Guest Room, On-Site


Adını Osmanlı padişahlarının imzası olan “Tuğra’’dan alan Tuğra Restaurant, Çırağan Sarayı’nın tüm dünyaya Osmanlı Mutfağı’nın birbirinden leziz örneklerini sunan imza restoranıdır. Özel tasarım tuğralı tabakları, kadehleri, gümüş servis setleri ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden bu yana üretilen nadir eserlerinden biri olan çeşm-i bülbülleriyle saray ihtişamını yansıtmaktadır. Kraliyet ailesi üyeleri, dünyaca ünlü sanatçılar ve devlet liderlerinin de tercihi bir mekandır.

Miscellaneous, Miscellaneous


Tuğra, özel tasarım tabakları, kadehleri, gümüş servis setleri ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden bu yana üretilen nadir eserlerinden biri olan çeşm-i bülbülleriyle saray ihtişamını yansıtmaktadır. Kraliyet ailesi üyeleri, dünyaca ünlü sanatçılar ve devlet liderlerinin de tercihi bir mekandır. Uluslararası mecralar tarafından; “Hayatınızda Yemek Yemeniz Gereken Dünyadaki İnanılmaz 40 Restoran’’, “Dünya’nın En Muhteşem Deniz Kenarı Restoranları”, ‘’Dünya’nın 50 Romantik Mekanı’’ gibi listelerde gösterilmiştir.
 

Restaurant, Restaurant, Dining Area, Dining, On-Site


Çırağan Sarayı birçok konuda olduğu gibi, iç dekorasyonda da öncü olmuştur. Sarayın dekorasyonunda İstanbul’da bulunan diğer saraylardaki eşyalar referans alınmıştır. Özel sipariş olarak hazırlatılan pek çok mobilya Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı ve Yıldız Sarayı’nın izlerini taşımaktadır. Dekorasyonda izlenilen yol âdeta eski Çırağan ile bugünkü Çırağan’ın buluşması gibidir.

Lobby, Lobby, On-Site


1910 senesinde çıkan yangından kurtularak günümüze gelen ve işçiliği ile kendine hayran bırakan Hünkâr Hamamı, devrinin en kıymetli mermerlerinden yapılmıştır. Bu özel mekân, Türk Hamam Kültürü’nün en nadide örneklerinin başında gelmektedir. Yüksek tavanı, mimarisi, mermer işçiliği, göz alıcı kurnaları ile çarpıcı bir güzelliğe sahip orijinal bir mekân olduğu için bugün titizlikle korunmakta ve çeşitli etkinlikler için kapılarını ancak özel izinle açmaktadır.
 

Recreational facility, Recreational Facility, Recreation, Property Amenity, On-Site


Tarihte de olduğu gibi bugün de önemli ağırlamalarına ve temsillerine devam eden Çırağan Sarayı her vesile ile tüm görkemini dünyaya sergilemektedir. Çırağan Palace Kempinski İstanbul açıldığı günden bu yana şehrin ses getiren konaklamalarına, etkinliklerine ve düğünlerine ev sahipliği yaparken; kraliyet aileleri, devlet başkanları, ünlü sanatçılar gibi çok sayıda önemli ismin de tercihi olmuştur. Otelin girişinde bulunan çerçeveler ve yazılar bu ziyaretlerin birer hatırasıdır.

Exterior, Exterior View of Building, Outdoor/Exterior, On-Site


Çırağan Sarayı denildiğinde akla ilk gelenlerden biri de ihtişamlı, zarif ve romantik atmosferiyle tüm dünyayı etki altına alan düğünleridir. Bir zamanlar padişahların kızlarının gelin oldukları bu saray, açıldığı günden itibaren İstanbul gibi Asya’dan Avrupa’ya uzanan bir köprü olarak, dünyanın önde gelen isimlerin masalsı düğünlerine ve balayı günlerine tanıklık etmiş ve etmeye de devam etmektedir.
 

Wedding, Wedding, Event, Business/Events